6102 sayılı yeni Türk Ticaret Kanunu, md.192de yer alan yeni düzenlemesi ile ortaklar için öngörülen hukuki bir himaye aracı olarak, bir ticaret ortaklığında yapısal değişiklik sonucunu doğuran kararın iptaline ilişkin özel bir düzenlemeye yer vermiştir.
6762 sayılı yürürlükteki Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) özellikle kıymetli evrak ve kambiyo senetleri hakkındaki hükümleri hemen hemen aynen benimsenmek suretiyle; anonim ve limited ortaklıklara ilişkin hükümleri ise, birçok madde aynen olmak üzere, ancak bazı konularda farklı düzenlemeler içermekle birlikte 1936 tarihli İsviçre Borçlar Kanunu’nun (İsvBK), 3 ’üncü kısmındaki hükümlerden iktibas edilmiştir.
Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanarak Başbakanlığa arzı Bakanlar Kurulunca 14.4.2009 tarihinde kararlaştırılan “Çek Kanunu Tasarısı”, gerekçeleri ile birlikte 8.5.2009 tarihinde Başbakanlık Kanunlar ve Kararlar Genel Müdürlüğü tarafından TBMM Başkanlığı’na gönderilmiştir. TBMM Başkanlığı da söz konusu Tasarıyı, 21.5.2009 tarihinde tali komisyon olarak Avrupa Birliği Uyum Komisyonu’na, esas komisyon olarak da Adalet Komisyonu’na havale etmiştir.
1985 yılında yürürlüğe giren 3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanun1 (kısaca: ÇekK./Çek Kanunu) ile, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun2 (kısaca: TTK.) çeke ilişkin hükümlerine (m. 692-735) ek olarak, çek hakkında birtakım yenilikler öngörülmüş; özellikle de uygulamada büyük sorun oluşturan “karşılıksız çek” olgusu yasal zemine oturtulmuştur.
Davacı, yan alacaklar dahil 90.000 DM poliçe bedelinin ödenmesine ilişkin poliçe davasında birinci olarak, poliçeyi kabul eden sıfatıyla bir adi şirket olan yapı iş ortaklığını (ARGE), ikinci olarak daha önceki davalıları ve üçüncü olarak adi şirketin ortaklarını dava etmiştir. Davacı dördüncü davalının poliçe alacağı için sorumluluğunun, hukuki görünüşten doğduğunu ileri sürmüştür.